Günümüz ebeveynlik anlayışında çocuk yetiştirirken karşımıza iki temel sorun çıkıyor: Aşırı beğeni veya aşırı eleştiri. Uzmanlara göre, çocuğunu ‘çok beğenen’ ve ona abartılı övgüler yağdıran da çocuğunu aşırı eleştirerek yetersizlik hissi yaratan da hata yapıyor.
Çocuklarına ‘aşırı beğeni’ veya ‘aşırı eleştiri’ ile yaklaşan ebeveynler hem çocuklarına hem de topluma zarar veriyor
Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan (Çocuk ve ergen psikiyatristi): Çocuğumuzu bir şeyleri başarması için ne kadar destekler, başardığında abartılı olmayan olumlu geri bildirimler verir, mantıklı ve uygulanabilir hedefler koyarsak çocuklarımızın mutluluğuna katkı sağlamış oluruz. İşte o zaman kendinden emin, kendine inanan, varlığından memnun ve özgüveni yüksek çocuklar yetiştirebiliriz. Ancak bunları yaparken de değer yargılarımıza dikkat etmemiz gerekiyor. Özellikle olumlu ya da olumsuz bir davranışı karşısında abartılı tepkiler vermekten, günü gününe değişen tutumlardan, anne babanın sürekli biri birinden farklı mesajlar vermesinden kaçınmak gerekir.
Dr. Serap Duygulu (Psikolog): Çocuklar ebeveynlerinin rehberliğine, yol göstericiliğine ihtiyaç duyar, ancak bunu yaparken zaman zaman sınırlara ihtiyaç vardır. Çocukların her istediğini elde ettiği, sürekli ve abartılı beğeni ve takdir gördüğü aile tutumlarında çocuklar açısından ciddi bir belirsizlik ortaya çıkıyor. Çünkü her çocuk kendi yapabildiklerinin ve yapamadıklarının az çok farkındadır. Ancak ne yaparsa yapsın ailesinden aşırı beğeni aldığında bir süre sonra gerçek olanla yapay olan duyguyu karıştırabiliyor. Abartılı beğeninin dışında bir de aşırı eleştiren anne babalar var. Bu tip bir tutumda da çocuk ne yaparsa yapsın beğenilmez ve hep eleştirilecek bir yön bulunur. Genellikle de bu eleştiriler bir süre sonra doğrudan çocuğun kişiliğine yönelik olur.
En sık yapılan hatalar neler?
Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan: Örneğin çok basit bir şeyi başardığında “Sen aslansın, kaplansın” gibi abartılı boş övgüler işe yaramadığı gibi çocuğumuzun bizi ciddiye almasını da zorlaştırır. Olumsuz bir davranışında çocuğumuza hiddetlenip kızıp bağırmak en büyük anne babalık yanlışlarındandır. Daha da kötüsü bütün bunlardan kısa bir süre sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmak çok sık görülen tutarsız tutumlardandır ve çocuğumuzun da tutarsız bir kişi olmasına yol açabilir. Yine çok sık yapılan önemli bir ebeveyn yanlışı da bir gün önce kızdığımız bir davranışına ertesi gün keyfimiz yerindeyken olumlu tepkiler vermektir. Anne babaların bu tutarsız davranışları çocukların adeta ‘şaşkın tavuğa’ dönüşmesine ve davranışlarını doğru bir biçimde düzenlemelerine engel olabilir. Yine sık karşılaşılan bir örnek, iyi bir şey yaptığında “Benim kızım çok akıllıdır” deyip onu göklere çıkarmak, inadı tutup ağladığında “Gene kör inadı tuttu beş dakika bir huzur vermedi” deyip azarlamaktır. Yani çocuğu iyi bir davranışında gereğinden fazla abartılı bir biçimde övüp, hatasında ise acımasızca eleştirip yerin dibine sokmaktır. Yani çocuğa tutarsız ve dengesiz mesajlar verip sonra da “Dersleri çok iyi, herkes çok güzel çocuksun diyor, ama bir türlü özgüveni olamadı” diyerek şaşıran anne babalar var. En kötü yanı bunu yaptığımızın çoğunlukla farkında bile değiliz ve ne yazık ki bu hatalı tutumları çok sık tekrar ediyoruz. Galiba toplum olarak biz ‘kararında bırakmaktan’ çok hoşlanmıyoruz.
Dr. Serap Duygulu: “Gene yanlış yapmışsın, kaç kere anlattım ama anlamamışsın, bir türlü öğrenemedin, zaten yapamazsın” gibi çocuğun ne kadar yetersiz olduğunu vurgulayan alt mesajlarla çocuk sürekli eleştirilir. Bu durumda da çocuk ne yaparsa yapsın ailesi tarafından onay almayacağını bildiği için ya tamamen içe kapanır ve bir şeyler yapmak için denemeyi bile düşünmez ya da olumsuz da olsa ilgi ilgidir düşüncesiyle saldırgan ve öfkeli davranışlar benimser.
Peki ya çocuk kendini çok beğeniyorsa veya beğenmeyip aşırı eleştiriyorsa?
Dr. Serap Duygulu: Sürekli beğeni alan, her yaptığı onaylanan bir çocuk, aynı onayı ve beğeniyi dış dünyadan da bekliyor ve ne yazık ki dışarıdaki hayat evde çocuklara sunulduğu kadar konforlu ve korunaklı değil, destekleyici değil. Aksine çok ciddi rekabetin olduğu ve ne yazık ki tehlikelerle dolu bir dünya. Böyle bir dünyada, sürekli başkalarından onay bekleyen ve yaptıklarının beğenilmesini talep eden bir çocuk umduğu gibi bir hayatla karşılaşmadığında daha çabuk kırılacak, mutsuz olacak ve başarısız olduğunu düşünecek. Bir de tabii çocuğun abartılı beğeni dolu bir evde büyümesi onu, kendisi hakkındaki algılarında narsizme kadar gidebilecek kişilik bozukluklarına kadar taşıyabilir. Aşırı eleştirildiği bir ortamda da kendine güveni kırılacak ve dışarıda da eleştirilmemek için kendini ifade etmekten daima çekinecektir. Bu şekilde yetişmiş çocuklar sosyal ortamlarda da akranlarıyla olan ilişkilerinde de sorun yaşayan ve sağlıklı iletişim kuramayan bireyler olabilirler.
Anne babalara öneriler
Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan: Bir günde tepelere çıkarıp, aniden yerin dibine batırmak, bir gün hoş görüp diğer gün aşırı tepkiler vermek bizde çok yaygın. Örneğin bir şarkı ile star olan pop şarkıcısını bir yıl sonra arayan soran yok; bir maçta kahraman ilan edip bir ay sonra yerden yere vurduğumuz sayısız futbolcu gibi… En azından toplumda sık olan bu ‘ayar tutturamamayı’ çocuğumuza yapmamaya çalışalım. Çocuklarımızı olumlu davranışları için takdir etmeli ya da yeni girişimde bulunacakları bir konuda yüreklendirmeliyiz ama her şeyi olduğu gibi bunu da dozunda yapmak çok önemlidir yani yerin dibine batırmak ne kadar kötüyse sürekli göklere çıkarmak ta o derece yanlıştır. Anahtar kelime gerçekçi ve yapıcı geri bildirimlerde bulunmaktır.
Dr. Serap Duygulu: Karşımızdaki çocuk diye hiçbir şeyi anlamıyor değil! Çocuklar her şeyin farkındalar ve bir duygu samimiyetsiz ise bunu da hemen anlarlar. Yapmamız gereken çok küçük yaşlardan itibaren sınırlar çizerek, koşulsuz sevgi ve kabul göstererek, emek harcandığında o çabayı takdir ederek hareket etmektir.